CORPORATE
- TÜM BAĞIŞLAR SAYFASI
- KURBAN FAALİYETLERİ
- ONLİNE SADAKA VER
- EĞİTİM FAALİYETLERİ
- RAMAZAN FAALİYETLERİ
- KIŞ YARDIMLARI
- AFRİKA EKMEK YARDIMI
- AFRİKA SU KUYUSU
- ARAKAN KAMPLARI SUKUYUSU
- AFRİKA YEMEK YARDIMI
- MARKET KARTI YARDIMI
- AFRİKA ÇOCUK SEVİNDİRME
- ÇOCUKLAR MUTLU OLSUN
- AFRİKA SÜT KEÇİSİ
- PROJELER
- FAALİYETLERİMİZ
Yüce Allah, insanları dünya hayatında birtakım zorluk ve yokluklarla imtihan etmektedir. Bunun sonucu olarak da toplumu oluşturan fertlerin içinde yetim, öksüz, fakir, engelli, hasta gibi korunmaya, desteğe ve özel ilgiye muhtaç kimseler ortaya çıkmaktadır.
Toplumun korunmaya, ilgi ve alakaya en çok muhtaç kesimi olan yetim ve yoksulları görüp gözetmek, onlara iyilik ve yardımda bulunmak, Müslümanlar için dinî bir vazifedir.
Kur’an-ı Kerim’de “Gördün mü, hesap ve ceza gününü yalanlayanı! İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir”buyrularak, yetim ve yoksula eziyet eden, onlara gereken ilgiyi göstermeyen kimseler kınanmıştır. Başka bir ayet-i kerime ise; cehennemliklerin yetim ve yoksullara ikram etmedikleri haber verilmiştir.
Yetim ve yoksullara ikram ve iyilikte bulunanlar ise, Kur’an-ı Kerim’de şöyle övülmüştür: “Onlar seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler. (Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) “Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz. Çünkü biz, asık suratlı, çetin bir günden (o günün azabından dolayı) Rabbimizden korkarız.
Bir yetim olarak dünyaya gelen Hz. Peygamber (s.a.s.) de yetimlerle yakından ilgilenmiş, bu konuda tavsiyelerde bulunmuştur. Bir defasında şehadet parmağı ile işaret parmağını göstererek, “Ben ve yetimi koruyup gözeten kimse cennette şöyleyiz” buyurmuş, yetimleri koruyanın cennette kendisiyle yan yana olacağını müjdelemiştir.
Yüce dinimiz İslam, zengin ile fakir arasında gönül köprüsü oluşturmayı, toplumda huzur, güven ve birlik-beraberliği sağlamayı hedeflemiştir. Bunun için de varlıklı Müslümanlara zekât vermeyi farz kılmış, ayrıca imkanlar ölçüsünde sadaka vermeye, infak ve ikramda bulunmaya teşvik etmiştir. Kur’an-ı Kerim’de, “Zenginlerin mallarında, yardım isteyen ve iffetinden dolayı isteyemeyip mahrum olanlar için bir hak vardır” buyrularak, servet sahiplerinin fakir ve yoksullara karşı sorumlu oldukları bildirilmiştir.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de muhtaç insanlarla ilgilenmemiz konusunda tavsiyelerde bulunarak şöyle buyurmuştur: “Fakir ve yoksulları arayıp gözetiniz. (Biliniz ki) siz ancak fakirleriniz sayesinde yardım görür ve rızıklandırılırsınız.”
Yetimleri ve yoksulları yedirip içirmenin, onlara yardım ve iyilikte bulunmanın mükâfatı çok büyüktür. Kalbimizin yumuşaması, dua ve ibadetlerimizin kabul olması, gönlümüzün ve evimizin huzur dolması, işlerimizin kolaylaşması, rızkımızın bollaşması için yetim ve yoksulları gözetmeliyiz.
Özellikle içinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayı vesilesiyle zekât, fitre ve sadakalarımızla, çeşitli hediye ve ikramlarla yetim, kimsesiz ve yoksul din kardeşlerimizin ihtiyaçlarını gidermeye ve gönüllerini almaya gayret etmeliyiz.
Hutbemi bir hadis-i şerif mealiyle bitiriyorum: “Dul, yetim ve fakirlerin ihtiyacına koşan kimse, Allah yolunda cihad edenlerle, gündüz oruç tutup, gece ibadet eden kimseler gibidir.”
1. Mâûn, 107/1-2-3
2. Fecr, 89/17-18
3. İnsan, 76/8-10
4. Müslim, Zühd, 2
5. Zâriyât, 51/19
6. Riyâzü’s-Salihîn Terc. C: 1, No: 270
7. Buharî, Nafakat, 1