Zekât, zengin kullara farzdır,

Zekât, zengin kullara farzdır, eda eden zenginler lütfen vermiyor, Rabbimizin mallarında taksim ettiği hakkı, sahibine veriyor. Eğer vermezse hem Allah’ın emirlerine riayet etmemek hem de kendi malının içinde fukaraya verilmek üzere emanete bırakılmış olan hakkını vermeyerek emanete hıyanet etmektir.
Asıl fazilet olanların vermesi değil, her insanın yoksula yardım etmesi, çok az olanların verebilmesidir, bu, tam bir ‘Allah’a güzel borç verme…’ eylemi olsa gerek. 
“…Allah’a güzel bir borç verin…”   kaldı ki Allah güzel borç verenlerin verdiklerini kat kat geri ödeyeceğini bildiriyor
“Verdiğinin kat kat fazlasını kendisine ödemesi için Allah'a güzel bir borç verecek yok mu? Darlık veren de bolluk veren de Allah'tır. Sadece O'na döndürüleceksiniz. “ (Bakara 245)

Sadakayı açıktan vermenin güzel olduğu fakat gizli vermenin daha güzel olduğu Bakara 271 de açıkça beyan buyrulur. 
“Sadakaları açıktan verirseniz ne güzel! Fakat onları gizleyerek fakirlere verirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır ve günahlarınızdan bir kısmına da kefaret olur. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. (Bakara 271)
Tabiatıyla Efendimizin üslubu de Kur’an a uygun olarak sağ elin verdiğini sol el görmeden vermektir, nebevi olan metot da budur.
Zekât verenlerin oldukça azaldığı bu zamanda, farz ibadeti eda etmenin riya olmayacağı ve de insanların görüp belki hatırlayacakları için zekâtın açıkça verilmesi zamanın şartlarına göre daha uygun olabilir. 
Ayette bahsedilen farz olan değil de nafile sadakalar olduğu bildirilmektedir.
Ayrıca zenginlerin zekatlarını verdiklerini görmek, bilmek, zekâta muhtaç kişilerin zenginler hakkında sui zan beslemelerinin önüne geçer ve gönülleri yumuşatarak toplumsal muhabbete katkıda bulunur.
Rabbim bizleri kendi istediği gibi yaşayan kullarından eylesin.